top of page

Şehr-i Geyik: NARA

  • Yazarın fotoğrafı: Nur Bildik
    Nur Bildik
  • 31 Ara 2017
  • 8 dakikada okunur

Helloooo! Seyahat gunlugume kaldigim yerden devam ediyorum, bugun son kisimla karsinizdayim!

Oncelikle Kyoto'nun son gununden bahsedicem, sonra da Nara'da gecirdigim iki gunu anlaticam.

DORDUNCU GUN - Kyoto

Kac gundur sabah erkenden kalkip yollara dustugum icin bugun kendime izin verdim ve alarm kurmadan yattim. Uyandigimda saat 10'du. Yine misir gevregi kahvaltimi edip ciktim. Once hostelin yakininda bulunan ve bir gece once Sanser'le gidip kapali oldugu icin gezemedigimiz Heian Tapinagi'na gittim. Tapinak binasina giris ucretsiz ancak arkasindaki guzel mi guzel bahceye girmek istiyorsaniz 600¥(20tl) veriyorsunuz. (yeterince bahce gorudugum icin girmedim... ) Bu tapinagin Kyoto'daki diger tapinaklara gore daha yakin bir tarihi var. 1895'te, Kyoto'nun baskent olmasinin 1100. yili serefine insaa edilmis. Kyoto'da ikamet eden ilk ve son Imparatora adanmis, yani Imparator Kammu (737-806) ve Imparator Komei (1831-1867). Heian ismi de Kyoto'nun onceki adi zaten, oradan geliyormus.

Heian Tapinagi'ndan sonra Imparatorluk Sarayi'na (Kyoto Imperial Palace/Kyoto Goshoo) gittim. Onceden rezervasyonla Ingilizce rehberli turlara katilabiliyorsunuz. Ben yapmamistim tabii, oyle gittim direk. Ama soyle bir guzellik yapmislar, mobil uygulama indiriyorsunuz, adim adim tum gezdiginiz yerleri anlatiyor ingilizce olarak :) Kyoto'da ilk defa karsilastim boyle bir seyle ve inanilmaz faydali oldu. Cunku sarayin icindeki binalara girmek yasak, sadece bahcede dolasip disardan bakabiliyorsunuz. O yuzden neyin ne oldugunu anlamasi hayli guc. Ama uygulamaya lokasyon ozelligi de eklemisler, oldugunuz yeri saptayip suan burdasiniz, bu binanin ozelligi bu bu bu diye anlatiyor, baya guzel yani :D Keske Kyoto'nun tumu icin bi mobil uygulama olsa da her adimda ogrensek ne neymis....

Bu saray 1868'e kadar imparator ailesinin ikamet ettigi yermis, yani baskentin Kyoto'dan Tokyo'ya alinmasina kadar. Imparator degisecegi zaman tac giyme toreni hala bu sarayda yapiliyormus. Meiji'nin Japonya kapilarini Bati dunyasina acmaya karar verdigi odayi gorebiliyorsunuz. Bakanlar heyetiyle birlikte uzun bir gorusmenin ardindan acilmasina karar vermis, her ne kadar Amerika'nin zoruyla olsa da :)

Saraydan sonra Kyoto Universitesi'ne gittim. Sansima onlarin festivali de bu tarihlerdeymis, kendi okulumunkine katilamasam da hemen hemen ayni olan 'universite festivali' konseptini gormus oldum :) Ogle yemegini de universite icindeki kafeteryada yedim. Fiyat / performans acisindan cok basariliydi. Sadece 600¥(20tl) (Galeriye resmini ekliyorum) Festivalde genel olarak dans gruplari (???) sahne aldi, ana caddenin sagina soluna ogrenci kuluplerinin yiyecek sattiklari stantlar kurulmustu, arkadaki sahnede muzik gruplari caliyordu. Heyecanli guzel bir atmosfer vardi :) Bu arada Kyoto Universitesi epey koklu ve basarili bir universite. Japonya'nin Tokyo Universitesi'nden sonraki en basarili devlet universitesi. Onu Osaka Universitesi takip ediyor. Tokyo Uni'ye Bogazici dersek, Kyoto Uni ODTU gibi, Osaka Uni de ITU diyebiliriz. :D Ozel Uniler arasinda da Keio ve Waseda en iyileri, Koc ve Sabanci gibi. (Hangisi daha iyi burda da hep bir tartisma konusu.....)

Universite'den sonra Kinkokuji yani Altin Tapinagi'na gittim. Giris 400¥ (13 tl). Bu tapinagin ozelligi en ust iki katinin full altin varakli olusu. Once zamanin imparatorunun emeklilik villasi olarak yapilmis, onun ölümüyle vasıyetı uzerene zen tapinagina cevrilmis. O zamandan bu yana iki kere yerle bir olup yeniden insa edilmis. Ilki Onin Ic Savasi'nda (Kyoto'nun yarisi iptal zaten bu savasta) ikincisi fanatik bir Monk'un 1950'de butun binayi atese vermesiyle yerle bir olmus.(???) Suanki versiyon 1955'te yeniden insa edilen haliymis. Binanin icine girmek yasak, bahcesini gezebilir ve hemen onundeki golun ustunden harika resimlerini cekebilirsiniz. Bahcesinin icinde geleneksel bir cay evi var, yesil cay ve tatli 500¥(15tl). Ayrica hediyelik esyalar satan kucuk kucuk dukkanlar var, ben tatlis bir kitap ayiraci aldim 300¥(10tl)ye. (Galeriye ekliyorum) :)

Kinkokuji'den sonra Geisha'lariyla unlu Gion Caddesi'ne gittim. Ve gercekten de Geisha gormek nasip oldu :D Iki tanesi topal bir yasli adamla birlikte neresi oldugunu asla anlamadigim restoran gibi bir yere girdiler, bu resimler de gizli cekim tabii :) Simdi gelelim bu Geisha nedir ne degildir?sorusuna.

GEISHA (Veya Geiko)

2005te cekilen 'Bir Geisha'nin Anilari' filmiyle Bati dunyasinin ilgisini ceken bu kizlarimiz aslinda Japonya'nin en eski gelenekleriden birini devam ettiriyorlar ve nesilleri tukenmek uzere. Asil gorevleri yemek veya ziyafetlerde gelen misafirleri 'eglendirmek' diyebiliriz. Ama bu eglendirme kavrami bizim dusundugumuzden cok farkli. Bu kizlar 15 yasindan itibaren inanilmaz kati bir egitimden geciyorlar. Geleneksel Japon muzigi, danslari ve iletisim kurma sanati uzerine. Tabii isteyen her kiz bir Geisha olamiyor. Once deneme ve egitim surecinden geciyorlar, sonra yetenekli olanlar secilip ikinci asamaya geciyorlar. Bu asamada isimleri Maiko oluyor. Sonra birkac yillik siki bir egitimin ardindan hala devam edebilenler (evet, cogu dayanamayip pes edip evlerine donuyorlarmis) Geisha (veya Geiko) oluyor. 'Peki bu Geisha ve Geiko arasindaki fark ne?' diye sorarsaniz eskiden Kyoto bolgesindekilere Geiko, Tokyo bolgesindekilere Geisha deniyormus, zamanla tum hepsinin genel adi olarak Geisha kullanilmaya baslamis ama Kyoto'da hala Geiko olarak geciyor.

Bu kizlarimiz genelde ortaokulu bitirip Okiya denen Geisha yetistirme evlerine giriyorlar. Tabii cogu ailesinden onay almaksizin, kacarak geliyorlarmis. (Annelerin onaylayacagi bir kariyer plani olmasa gerek....) Bu sebeple Okiya'nin icinde anne-kiz ve abla-kardes iliskisi olusuyormus. Artik yeni aileleri ve evleri olarak orayi benimsiyorlarmis.

Egitim sureci de Cay seremonisinden cicek duzenleme sanatina, kaligrafiden semsiyeyle dans etmeye kadar her seyi kapsiyormus. Nasil kibar bir sekilde yemek yenir, o yuksek topuklu takunyalarla nasil (dusmeden) yurunur, gibi gibi. Kis aylarinda sogukta balkonda donarak uzun saatler sarki soyleme egitimi alirken yaz aylarinda full kimono giymis sicaktan piserek cay ikram etme dersleri aliyorlarmis. Geisha'larin tum hayati yasayan bir sanat olarak goruluyormus, yaptiklari her hareketten asalet akmasi lazim yani.

Kyoto disindan gelenlerin Kyoto'da Geiko egitimi alabilmeleri icin once Kyoto aksaniyla konusmalari gerekiyormus. (Kanto-Kansai dialekti arasindaki farki Osaka blogunda anlatmistim). 10 kizdan sadece 1'i Geiko olabiliyormus, o derece zor.

Peki gelelim guncel duruma, nasil bu Geishalarla yemek yiyebiliriz? Geisha kulturunden nasiplenebiliriz? diyorsaniz oncelikle cok pahali oldugunu bilmelisiniz. 500-800 dolar arasinda degisiyor bir aksam yemegi parasi. Sadece para odemeniz de yetmiyor. Bu ozel cayevleri (Ochaya) veya geleneksel restorantlar (Ryoutei) sadece tanidiklari musretileri kabul ediyorlar. Ve yeni musterileri de ancak eski bir musterinin referansiyla aliyorlar. Cunku para odeme sistemi de oldukca degisik. Yemek ve eglence bittikten sonra hesap gelmiyor, ayda bir kere musterinin banka hesabindan para cekiliyor. Bu da tamamen karsilikli guvene dayandigi icin bilinen musterilerden birinin kefil olmasi gerekiyor.

Basli basina garip olan bu gelenek gunumuze kadar gelmeyi basarmis, paraniz ve tanidiginiz varsa gercek bir Geisha deneyimi yasaybilirsiniz halen.

BESINCI GUN - Nara

Kyoto defterini kapatip Nara'ya dogru yola ciktim. Kyoto'dan Nara'ya trenle 45 dkda, 600¥(20tl)ye gelebiliyorsunuz. Nara'da yine booking.com'dan 3 hafta once rezervasyon yaptigim Kibako Nara isimli bir hostelde kaldim. 8 kisilik yurt odasinda bi yatagin geceligi 2000¥ (60 tl). Yurt odasi kapsul otelleri andiriyor, tabut gibi icine girip yatiyorsunuz :D Yine ortak kullanimli bir mutfagi var, dilediginizi pisirebilirsiniz. Bu Hostel'in en iyi yani bedave bisikletlerinin olmasiydi. Ben de aldim kirmizi tatlis bir bisiklet, dustum yollara. Nara Parki'na gittim. Zaten Nara kucucuk bir yer, epi topu Besiktas kadardir :D Butun olayi ozgurce dolasan geyikleri. Yolda sokakta her yerde tapinaklarin icine kadar girebilen geyikler var. Eger benim gibi bir geyik fani degilseniz burasi icin 2 gun fazla, bir gun, hatta yarim gunde bile gezebilirsiniz.

Ama benim icin geyiklerin ayri bir yeri var, favori hayvanim kendisi <3 1 yil boyunca telefon ekranimda Kanada'daki geyiklerden birinin random cekilmis bir resmi vardi. Niye bilmiyorum, o suratlarindaki sapsal 'ne baktin?' ifadesi beni bitiriyo :D Acayip komik degiller mi? Hele gevis getirirken yuzlerinden ayri bir parcaymiscasina hareket eden ceneleri.... Her izleyisimde gulme krizine giriyorum. Belkide onceki hayatimda geyiktim, bilmiyorum. Bu resimde Justin Bieber'la selfi cekilen 14 yas ergeni gibi mutlu oldum. O kadar diyorum.

Neyse uzun lafin kisasi, burasi geyik severler icin CENNET. Toplam 1200 tane geyik yasiyormus Nara'da. Her sokak basinda da geyikleri besleyebilmeniz icin 'shika senbei' denen princten yapilmis kitir ekmekler satan tezgahlar oluyor. Tanesi 150¥ (5tl). Ancak beslerken dikkatli olmakta fayda var. Yemek gelicegini anlayinca acgozlu olabiliyorlar, etrafinizi kusatip ceplerinizi, cantanizi isirmaya basliyorlar. :D O yuzden hepsini bir geyige kaptirmaktansa parca parca yol ustunde gordugunuz geyiklere vermenizi oneririm. Hem merkezi yerdeki geyikleri cogu kisi besliyor zaten ama daha kuytulardaki geyikler ac kalabiliyor. (bugunku duyarimi da kastim, rahat uyuyabilirim.)

'Peki bu geyikler niye boyle serbestce dolasabilo kimse bi sey yapmo mu?' diyorsaniz, cevap insanoglunun hayalgucunde gizli. Geyigin tanrinin kutsal ulagi/habercisi olduguna inaniyorlarmis. 'Kulturel Degerleri Koruma Yasasi' kapsaminda olduklari icin geyiklere zarar vermek/avlamak kesinlikle yasak. 1200 yil once ilk habitatlari Buyuk Kasuga Tapinagi'ymis, sonra Nara'nin tamamina yayilmislar. Ancak bazi ciftciler sebzelerinin ve pirinclerinin geyikler tarafindan yendigi gerekcesiyle sikayetci olmuslar ve Nara Belediysesi sehri 4 bolgeye ayirmis, Nara Parki'nin tamami hala koruma bolgesi icindeyken, dag etekleri ve ciftlikler koruma bolgesinden cikarilmis. Yani bu alanlardaki ciftciler urunlerine zarar veren geyikleri yakalama ve hatta öldürme hakkına sahipmis.... Suanda da hicbir geyigin boynuzlari yok. Insanlara zarar vermemesi icin kesiliyormus.

Geyikleri besledikten sonra Ukimido Hall denen gol ve ustundeki cardaktan (??) olusan bir yere gittim. Manzara harikaydi. Yine cardagin onunde geleneksel kiyafetleri icinde resim cekilmekte olan bir cift gordum, cok tatlilardi! :)

Sonra Horyuji Tapinagi'na gittim. Cok genis bir alana yayilmis bu tapinagin ozelligi dunyanin en eski ahsap binasi olmasi. 603 yilinda insa edilmis ve o zamandan bu yana hic yikilmadan gelmis. Tabii cesitli renovasyon surecleri gecirmis ama hic tamamen yikilmamis.

Horyuji'den sonra Kasuga Taisha Tapinagi'na gittim. Bu tapinak Nara'nin baskent ilan edildigi yil dikilmis ve sehri koruyan tanrilara adanmis. Nara ve Heian Donemlerinde Japonya'nin en guclu ailesi olan Fujiwara'nin vesayeti uzerine her 20 yilda bir yikilip yeniden insa edilmis (Niye boyle bir vasiyette bulunursun ki???) Edo Donemi'nden sonra bu gelenek sona ermis (cok sukur). Dis bahcesini gezmek ucretsiz ama iceriye girmek istiyorsaniz 500¥ (15tl) veriyorsunuz. Bahcenin icinde bir de muzesi var, buraya giris de 500¥ (15tl). Bu tapinak fenerleriyle unlu. Fushimi Inari'deki kapilar gibi bu fenerler de insanlarin bagislariyla dikiliyormus. Fenerlerin buyuklugu , yapisi (tas, metal, bronz) bagisin miktarina gore degisiyor. Yilda sadece iki kere bu fenerlerin hepsi yakiliyormus, biri Subat digeri Agustos ayindaki iki buyuk festivalde. Yaninca cok guzel gorunuyorlarmis (Galeriye ekliyorum). Bu tapinaga giden yol ustunde irili ufakli 12 adet tapinak daha var...

ALTINCI VE SON GUN - Nara

Seyahatimin son gununde Sanser'le Nara'da bulustuk. Once Nara Parki'ni gezip geyiklerimizi besledik... Sonra buranin en unlu tapinagi olan Todaiji'ye gittik. Giris 500¥ (17tl). Dunyanin en genis ahsap binasi olmasiyla bilinen bu tapinagin icinde devasa boyutlarda bir Buddha heykeli var. 15 metre yuksekliginde ve bronzdan yapilma bu heykelimizin adi 'Daibutsu' yani 'Big Buddha'. Burda kolonlardan birinin icinde buyuk bir delik var, bu delik Big Buddha'nin burun deligi buyuklugundeymis (?!) ve her kim bu delikten butun vucudunu gecirebilirse ileriki yasaminda aydinlanmaya ulasacagi soyleniyormus!!! (Galeriye ekliyorum...)

Tapinagin icerisinde ayni isimli bir de muzesi var, giris 500¥(17tl).

BIR BUDISTIN TAPINAK ZIYARETI

Muslumanlar Camii'ye gider namaz kilar, Hristiyanlar Kiliseye gider, Pazar ayinine katilir, gunah cikarir. Peki bu Budistler tapinaga gidip nasil dua ediyor?

Once giristeki kucuk havuzctukta abdest aliyoruz. :D evet nerdeyse abdest. Once sag eli sonra sol eli yikiyoruz, sonra agzimizi cugu cugu yapip tukuruyoruz son olarak kasigin icindeki suyu bosaltip sonraki kisi icin hazir birakiyoruz.

Ardindan tapinaga dogru ilerlerken tutsu havuzu (??) goruyoruz, tutsulerden cikan dumani kendimize dogru savuruyoruz cunku o dumanin iyilestirici ve butun bir yil saglik getirici etkisi olduguna inaniliyor.

Sonra tapinagin girisine geliyoruz, miktari ne olursa olsun birkac bozukluk atiyoruz onumuzdeki bagis kutusuna.(evet bu bir sart) Sonra yukaridaki zili caliyoruz. Sonra 2 kere egiliyoruz, kalkiyoruz. Avuc iclerimizi birlestirip gogsumuzun onune getirip dua/dilek (adina ne derseniz artik) edip/dileyip ellerimizi iki kere cirpiyoruz. Sonra iki kere daha egiliyoruz. Ve yavasca budanin huzurundan ayriliyoruz....

Ardindan Todaiji'nin hemen yanindaki Nigatsudo Hall'a gittik. Baya bir merdiven cikarak ulasabiliyorsunuz ve genisce bir balkonu var, butun Nara ayaklarinizin altinda. Nigatsudo'nun kelime anlami '2. Ay' demek. Bu da Ay takviminde Mart ayina denk geliyormus ve her yil Mart ayinin 1-14'u arasi Omizutori Festivali kutlaniyormus burada. Gunes battiktan sonra dev mesaleler bu balkona tasinip yakiliyormus ve bir cesit ates gosterisi yapiliyormus. Bu balkonun alti insanlarla dolu oluyormus cunku mesaleden cikan yanmis közler ve parcaciklarin insana saglik getirecegine inaniliyormus (tutsu dumani gibi). Saglikli olcaz diye o közlerden yanmıyorlardır inş. :D

Sonra Sanser'i Kyoto'ya ugurlayip ben de Tokyo'ya donus icin hostelime gidip esyalarimi alip ciktim. Bir maceranin daha sonuna geldik. Her donus gibi bu da heyecanli gunlerin bittigini isaret eden huzunlu bir melankolide gecti. Gerci yolun ilk bi saatten sonrasi bende yok, tamamen uyudum, neyin melankolisinden bahsediyosam.... Ama ertesi gun vardigim gibi esyalari yurda birakip okula derse gitme kismi biraz acikliydii. Her uzun tatilin bir bedeli var azizim.

Haftaya yazi yazamayacagim cunku cok osel bi ziyaretcim gelo tee Istanbullardan, onu gezdiricigim <3 Sonraki hafta neler yaptigimizdan bahsederim. Opucukleeer...

Comentarios


 RECENT POSTS: 
 SEARCH BY TAGS: 
TOKYO MANIFESTOSU 

Dedim ki buralara kadar geldim, bir suru farkli sey yasiyorum, bunlar unutulup gitmesin, geriye donup okudukca mutlu olucagim sayfalara donussun. Bir de buraya gelmek isteyip de nasil bir macera olacagini kestiremeyip hevesi kirilanlar varsa bilgi edinsinler.

bottom of page