top of page

Sanat, Teknolojiyle Bulusursa

  • Yazarın fotoğrafı: Nur Bildik
    Nur Bildik
  • 15 Kas 2017
  • 6 dakikada okunur

Helloo! Bu hafta Japonlarin sanat anlayisina deginicem. Zira geldigimden beri turlu turlu eatkinliklere, muzelere, fuarlara gittim. Buralarda ilgimi ceken seyleri ve birkac gozlemimi paylasicam. En sevdigimden baslayarak soyle bir siralama yaptim:

1) Mori Art Museum

Tokyo'da cagdas sanatin kalbinin attigi yerlerden biri. Istanbul Modern'e cok benziyor. Muze, Roppongi Hills'in 54. katinda. Giris universite ogrencilerine 500¥ (17tl) ve eger gozlem balkonuna da giris yapmak istiyorsaniz ikisine toplam 1000¥ (33tl) vererek girebilirsiniz, zira Tokyo Tower veya Sky Tree ye 800-1200¥ vermektense daha guzel (her turlu beton yigini) bir manzarayi daha ucuza gorme sansiniz oluyor.

Gelelim muzemizin icerigine. Her 4-5 ayda bir yeni bir sergiye ev sahipligi yapan bu nadide muzenin daha girisinde bizi karsilayan havada yatan filden icerde bizi nelerin bekledigini merak etmeye basliyoruz.

Ben gittigimde SUNSHOWER isimli bir sergi vardi. Konusu 1980'den bu yana Guneydogu Asya'daki cagdas sanatin gelisimi. 86 sanatcinin eserlerinin sergilendigi bu kocaman sergide cok ilginc seyler vardi.

Mesela Endonezyali bir sanatci kolonilesmenin ardindan ozgurluklerine kavusan cogu Asya ulkesinin basina geldigi gibi hizli bir ekonomik kalkinmanin yerel halki nasil kotu etkiledigini, bazi altkulturlerin nasil yok olmaya mahkum edildigini anlatmis. Calismanin adi 'Growth and Loss, Words and Possible Movements'. Gercekten her buyume beraberinde cok buyuk yikimlari da getirmiyor mu a dostlar? Asilmis rengarenk bayraklarda farkli dillerde her turlu protestoda soylenmis olabilecek sozler ve marslar yazili. Mesela bir tanesinde Endonezyali asiri sag Islamist grup FBI 'nin marsi olan 'Only Allah is my God, Muhammed is our prohpet, Moslems are our brothers, We are the FBI Fighters' yaziyor. FBI Endonezya'nin ISID'i gibi bir sey. Din adina(!) bir suru katliam yaptiklari biliniyor. Boyle bir grubun marsina dahi yer vermesi hicbir ayrim gozetmeksizin her turlu uc goruslu protestoyu kapsayan bir calisma oldugunu gosteriyor.

Bir diger ilginc sanat parcasi (?) ysa bu Thailandli sanatcinin. Dunyada hizla yayilan kuresellesme ve asiri tuketimcilik kavramlarini elestirmek adina sahip oldugumuz sayisiz kiyafeti sembolleyen yunler ve kumaslari yerlere sacmis. Ne kadar kiyafetimiz olursa olsun 'giyecek hicbir seyim yok' veya 'bunun modasi gecti' psikolojisine nasil girip de hala yeni kiyafetler aliyoruz di mi? Elinde tuttugu altin kolye de calismanin bir parcasi ve o kiyafetlerin arasinda kaybolmaya mahkum... Duvarda da neon isiklarla calismanin adi yaziyor 'Reality Called, So I Woke Up'.

Galeriye daha bir suru farkli sanat parcasi ilistiriyorum;

2)Yokohama Art Triennale

Bu aslinda bir bienaldi. Suan Istanbul'da olan 'A good neighbour' gibi. Ayni bolgede 3 farkli binada sergilenen 'Islands, Constellations and Galapagos' isimli bu bienal,' Adalar, Gruplasma ve Galapagos' anlamina geliyor. Galapagos bir tur deniz kaplumbagasiymis, bienal gorselinden de anlayacagimiz gibi, bu onemli bir ayrinti. Islemek istedikleri tema hem 'birlikte' olup hem 'izole' olma durumuymus, yani takim adalar gibi. Birlikte bir grup olusturuyorlar ama aslinda hepsi ayri ayri. Modern toplumlar da boyle degil mi? Online olarak herkes birbirine bagli ama offlineda kimse kimsenin suratina bile bakmiyor... Bagimli ve yalniziz. Bilemiyorum, bircok yoruma acik bir tema. Neyse, giris ucreti ogrencilere 3 binaya birlikte 1200¥(40tl). Evet biraz pahali, Tokyo rulez.

Burada benim en cok ilgimi ceken, iki tane Cinli sanatcinin Taklamakan Colu'ne bir buzdolabi tasiyarak, bunu da elektrige baglayarak colun ortasinda 'soguk bira icebilme' calismasi (?) oldu. :D Taklamakan Colu Cin'in en buyuk coluymus. Eskiden Ipek Yolu ustunde olup bircok farkli kultur alisverisine ev sahipligi yapmis olan bu colde, suan etnik karisiklik ve catismalar hakimmis . Eski guzel zamanlarina esprili bir dille gonderme yapmislar. Kimin aklina gelir allasen colun ortasina buzdolabi tasican da bira icicen de, 'baska isin mi kalmadi?' derler adama. Da, sanat iste....

Diger bir ilginc calismaysa bizleri de sanatin bir parcasi olmaya cagiran bir Guney Afrikali ve bir Ingiliz sanatcinin 'Trace Evidence (Iz Surmek)' adli calismasiydi. Yerdeki kutucuklarla oynamak serbest. Bu kutucuklar gazetelerdeki onemli olaylari ve kisileri simgeliyormus. Yerlerini istedigimiz gibi degistirebilmemiz de aslinda dogru ve gercek haber diye bir seyin artik tanimlanamaz oldugunu gosteriyor. Isteyen istedigi haberi yapiyor. Internette okudugumuz hangi haberin dogru hangisinin yanlis oldugunu anlamak imkansiz. Guzel bir modern toplum elestirisi...

Bence en carpici calisma buydu. Japonya'da kucuk kizlarin seks objesi olarak kullanilmasi uzun zamandir suregelen hastalikli bir fantazi. Sik sik animlerde ve mangalarda kisacik etek giymis seksi mi seksi liseli kizlari hepimiz gormusuzdur. Insanlar metro gibi toplu tasima araclarinin icinde bile cinsel icerikli mangalara farkli bir kitabin kilifini takarak okuyorlar, ben de denk geldim bir kere. Japonya'da pedofili oranlarinin yuksek oldugunu soylememe gerek yok herhalde. Cocuk pornolari da cok yaygin. Bunlarin legal zemini de var, Japon yasalarina gore cocuklarla cinsel iliskiye girmek yasak, ama 'cocuk', 12 yasindan kucuk olarak tanimlanmis. Bu oldukca dusuk bir sinir, Avrupa ulkelerinde bu tanim genelde 16-18 yas arasi. (Turkiye 18) Ayrica genelevlerde cocuk calistirmak da hayli yayginmis, Japon erkekler 10 yil oncesine kadar 16 yasindaki kizlara ilgi gosterirken simdilerde bu yas 12'ye kadar dusmus ve yas dustukce alinan para da artiyormus. Suan 12 yasinda bir kizla birlikte olmak icin verilen ucret 400$ civarindaymis. Bu fantazilerin bir sebebi olarak Japon erkeklerinin 'yetiskin kadinlarla nasil basa cikacaklarini bilememeleri' gosteriliyormus. Bunu ben soyle yorumladim, Japon toplumunda kadinin yeri cok degersiz bir konumda, avrupanin 20 yil gerisinde diyebilirim. Japon erkekleri konusmayan, her seye uyumlu, yemek yapip cocuk bakan kadin figurune alistiklari icin, yeni yeni ortaya cikan feminizm akimlarindan etkilenen 'guclu kadin' figuruyle nasil basa cikacaklarini bilemiyorlar. Onlari kendileriyle ayni seviyede gormemeye o kadar alismisler ki, bagimsiz ve aktif bir kadinla karsilasinca sok oluyorlar. Bu daha onceden benim de gozlemledigim bir seydi, belki sebeplerden biri budur bilemiyorum. Mantikli bir sebep bulmaya calismak da cok sacma, hastalik iste. Yazarken bile midem bulaniyor, el kadar kizlara nasil yukseliyorlar...

Neyse bu tatsiz muhabbetten sonra, galeriye turlu turlu fotolar ilistiriyorum vakti olan buyursun;

3) Digital Content Expo

Biraz da teknoloji. Bu fuara 'CoFesta Ambassador' olarak gittim. Yani bir cesit kultur elcisi programi dahilinde. (Nedir o diye merak edenler buyrun) Bu yuzden giris ucretini bilemiyorum, bize ucretsizdi. Fuarda son model teknolojik bir suru gelisme vardi. Bazilari dunyada ilk defa gosteriliyordu. Kendimi teknolojinin baskenti Tokyo'da hissettigim nadide zamanlardan biriydi. Gelelim ilginc teknolojik gelismelere:

Robots are coming dostlar. Buraya geldigimden beri sayisiz robot gordum, ama sergilerde ama muzelerde... Yakinda hepsi evlerimize giricek, kesin bilgi. Zaten suanda Sophia haberleriyle dunya calkalaniyor. Bu robotlarin amaci ölmüş yakinlarinizi 40 gune kadar sizinle yasatmak. Nasil mi? Ölmüş ninenizin resmini ve ses kayitlarini getiriyorsunuz ve hayli yuklu bir para oduyorsunuz. Onlar da size bu robotu yapiyorlar. Ninenizin sesiyle konusan, evin icinde onun yuzuyle gezen... Japonlar icin ölmüş yakinlara saygi cok onemli, ruhlarinin öldükten 40 gune kadar evin icinde dolastigina inaniyorlarmis, bu yuzden boyle bir fikirle cikagelmisler herhal. Tabii bu robot ölümü kabullenmeyı kolaylastirir mi zorlastirir mi o konuyu sizlere birakiyorum.

Bu da giyilebilir teknolojinin geldigi son nokta. Dusunsenize ayni elbise bir gun mavi oluyor bir gun kirmizi bir gun pembe, veya gun icinde gunes gelince farkli renk gunes gidince farkli renk.... Cogzel ya. Saygi duydum.

Bu da kuma bir seyler(?) ekleyerek yogunlugunu degistirmisler. Dokundugunda kum gibi ama elini icine soktugunda batiyor yapiskan gibi ama cikarinca hicbir sey yapismiyor, o kadar degisik bir sey ki. Sivi gibi ama degil de. Valla beynim error verdi.

Bu robot da Japonya'nin yaslanan nufusuna ev islerinde yardim etmek icin tasarlanmis. Gordugunuz gibi yerdeki pet siseyi alip verebiliyor, yerdeki kiyafetleri vs kaldirabiliyor.

Biz Turkiye'de VR gozlukler, oyunlar gorunce sasiriyoruz ama burda artik gayet normal seyler...

4) TIMM Konseri

Tokyo Inernational Music Market'in kisaltmasi olan TIMM'in tanitim konserlerinden birine gittim. 6 farkli grup ve sanatci teker teker cikip ikiser sarki soyleyip indiler. Hicbirinin ismini daha once duymamistim ama olsundu. Onemli olan biraz Japon pop kulturune maruz kalmakti. :D Yine CoFesta araciligiyla gittigim icin hicbir ucret odemedim. Ilk cikan kizimiz baya cooldu, ingilizce sarki bile soyledi ve sesi de cok guzeldi. <3

Bu kizlarimiz her sarki icin ayri kareografi hazirlamislar, hepsini yapicaz diye helak oldular. Zaten playback yaptilar, bu nasil konser anlayisi?

Bu kizimiz da kendi fake seyircilerini getirmis dolu gozuksun diye :D Ilk defa goruyorum boyle bi sey.

Bu grup sanirim cok unlu cunku seyirciler cildirdi bunda. Grubun kendi havlulari, yelpazeleri falan var insanlarda, onlari sallamaya basladilar. Bir de ilginc olan sey; grubun solisti seyircilere sarkilarda nasil dans edicegini gosteriyor. :D Bildiginiz ogretiyor yani 3-4 kere yavas yavas gosteriyor sonra nakaratta hep birlikte yapiyolar. Valla bi yerden sonra ben de 40 yillik J-POP fani kivamina geldim...

5)Tokyo Games Show

Gelelim Tokyo'nun en cok ilgi ceken fuarlarindan birine. Playstationdan bilgisayar oyunlarina, Ipad den cep telefonuna turlu turlu oyunlarin hepsi buradaydi. 2000 adet stand, 270 bin ziyaretci agirlamis bu sene. Gercekten inanilmaz buyuk bir fuar. Sabahin erken saatlerinden itibaren kapida kuyruklar olusmaya basliyor. Ben yine CoFesta araciligiyla gittim (evet, baya aktif bir belesciyim :D). Bizim zamanimizda bi Sims vardi, GTA vardi hadi lise zamanlarimizda Counter Strike vardi. Maksimum Age of Empires bilirim yani. Simdi almis basini gitmis, o nasil grafikler, gercek gibi. Bi otur 10 saat basindan kalkmazsin. Istedigin oyunu oynayip deneyebiliyorsun, oyun karakterlerinin cosplayleriyle resim cekilebiliyorsun, esantiyon defter kalem vs toplayabiliyorsun. Tam bir bilisim fuariydi.

Galeriye envai cesit resim koyuyorum;

Eveet geldik bir yazimizin daha sonuna. Haftaya Osaka ve Kyoto'yu gezmeye gidecegimden yazamayacagim, bir sonraki hafta geziyi anlaticam! :))) Opucukler

تعليقات


 RECENT POSTS: 
 SEARCH BY TAGS: 
TOKYO MANIFESTOSU 

Dedim ki buralara kadar geldim, bir suru farkli sey yasiyorum, bunlar unutulup gitmesin, geriye donup okudukca mutlu olucagim sayfalara donussun. Bir de buraya gelmek isteyip de nasil bir macera olacagini kestiremeyip hevesi kirilanlar varsa bilgi edinsinler.

bottom of page