top of page

Japonya'nin Ankara'si: Osaka

  • Yazarın fotoğrafı: Nur Bildik
    Nur Bildik
  • 13 Ara 2017
  • 9 dakikada okunur

Hellooo! Uzun zamandir yoktum, malum tatildeydim. Gezdim gordum, bir suru yeni yerler kesfettim. Simdi bunlari yaziya dokup sizlerle paylasma vaktiiii! 

Oncelikle ben nasil donemin ortasinda boyle uzuuuun (11 gun) bi tatile cikabildim onu anlatayim. Okulumun her sene duzenledigi MITASAI (三田祭) isimli bir festivali var. Keio Universitesi'nin ana kampusunun adi Mita(三田), Sai (祭) da festival demek. Bu sene 59.su duzenlenen (gercekten geleneksel)  bu festival Keio'nun en onemli etkinligi. Festivalde okul gruplari sahne aliyor, danslar sergileniyor, envai cesit yemek bufeleri kuruluyor, asiri kalabalik oluyor. MUS. Ben katilamadigim icin bilmiyorum tabii. Peki ben niye bu festivale katilmadim da gezmeye gittim? Oncelikle bir Bogazicili olarak benim festival anlayisim; cimlerde yayila yayila arkilerle takilmak, arkada guzel guzel muziklerin calmasi, yiyip icip sohbet etmektir. Anahtar kelime; CIMLER. Sorun su ki Mita Kampus'te CIM yok. Cim yoksa festivali napiyim? Asfalta mi oturucaz? O kalabalikta bank kapmaca mi oynicaz?  Kampusun icinde bi tur aticaz hoop festival bittii... Dedim ben bu festivali salayim, gidiyim yeni yerler goreyim.

Tabii festival 11 gun surmuyor, sadece 3 gun suruyordu. Ama Japonlarin her seyi 'over organize' edisinden festivalin oncesindeki 2 gunu hazirliga ayirip sonrasindaki 1 gunu de temizlige (!) ayirip totalde 6 gun tatil etmisler. Ben de ders secimlerinde ozellikle Pazartesi ve Cuma gunlerimi bos birakmistim, gezmeye giderim diye. (Evet her hafta 4 gun haftasonu tatili yapiyorum, canim exchange rahatligim <3 ) Oldu mu size 11 gun dolu dolu tatil firsati. Tabii ben de oturdum nereleri gezsem naapsam diye plan yaptim. Bu yazida ilk duragim olan Osaka'yi anlaticam. Bir sonraki yazida da Kyoto'yu anlaticam, yoksa cok uzuyor...

Bu yazinin internette turlu turlusu bulunan 'Gezeli Gorelim' rehberlerine donusmesini istemedigim icin olabildigince 'inside' bilgiye yer vericem. Mesela Osaka ve Tokyo'nun eskiden beri suregelen dusmanliklarinin sebepleri, Japonya icinde en ucuz ve kolay ulasim nasil saglanir gibi...

Eveet Osaka insaniyla Tokyo insaninin neden birbirini pek sevmediginden baslayalim;

Ikinci farkliliksa INSAN KARAKTERLERI. Osakalilar daha sosyal ve konuskan olarak bilinirken Tokyolularin daha soguk ve resmi oldugu soyleniyor. Bunu kendi tecrubelerime dayanarak da dogrulayabilirim. En basitinden Tokyo'da trenlerin icinde cit cikmazken Osaka trenleri daha canli ve gurultulu. Osaka'da tanistigim insanlar daha sicak ve icten geldi bana da. Tokyo belkide asiri kalabalik oldugu icin insanlar artik birbirlerine karsi kayitsiz kaliyor olabilirler. Tokyo'yu Istanbul, Osaka'yi Ankara gibi dusunebiliriz. Ankara ne kadar baskent de olsa, insanlarinda bir Ic Anadolu sicakligi vardir ama istanbul tamamen kozmopolit. Bunun bir yan etkisi de var tabii. Tokyo'da daha cok turist ve yabanci vatandas yasadigi icin Tokyo insanlari 'gaijin'(yabanci) lara daha aliskinken , Osaka insanlari o kadar aliskin degil. Osaka'da daha uzun saniyeler goz hapsinde tutulabiliyorsunuz. Cunku Turkiye'yi ziyarete gelen bir turist Istanbul'a mi gider Ankara'ya mi, tabiiki Istanbul'a. Ankara'ya gittiginde 'aa ne alaka?' deriz....

Ucuncu buyuk farklilik: YEMEKLER. Bazi yemeklerin ismi ayni olsa bile Osaka ve Tokyo'da yapilis bicimleri degisiyor. Ekledikleri soslar veya pisirilis bicimleri farklilasiyor. Osaka Okonomiyaki ve Takoyaki'siyle unlu.  (Bunlara sonra gelicem...) Tokyo hicbir seyiyle unlu degil :D 

Gelelim Japonya'da en ucuz ve kolay ulasim metotuna. Burda bir sehirden bir sehre gitmek icin 3 alternatif var;

1) Ucak

Iyi yanlari: Hizli, konforlu (?)

Kotu yanlari: Pahali, Havalanlari genelde sehir merkezine uzak

En az 3 ay onceden almadiginiz surece pahaliya geliyor. Bir de cogu havaalani sehir merkezinin disinda oldugu icin kullanisli olmuyor. Ama yine de mesela suan 3 ay sonrasina Tokyo-Osaka ucak bileti almak isterseniz gidis donus 370TL'ye bulabilirsiniz. Kansai Havaalani Osaka sehir merkezine 1 saat uzaklikta ve otobusle 50TL'ye gidiliyor, bunu da hesaba katmaniz gerek tabii.

2)Shinkansen (新幹線)

Iyi yanlari: Hizli, konforlu, Inis/Binis istasyonlari sehir merkezinde 

Kotu Yanlari: Pahali

Japonya'nin meshur hizli trenleri. Saatte 320km hizla gidiyor. Hizli oldugu kadar pahali da. Ucaktan bile daha pahali diyebilirim. Ama bunlarin iyi yani son duraklarinin sehir merkezinin icinde olmasi. Shinkansenler de ucaklar gibi normal ve business class olmak uzere 2 kategoride satiliyor. Bunlari ucak gibi onceden almaniz fiyatta bir degisiklik yapmiyor. Ancak talebin yogun oldugu sezonlarda bilet fiyatlari da yukseliyor. Biletleri internetten alabiliyorsunuz. Mesela Tokyo-Osaka arasi 3 saat suruyor ve tek yon 300TL.

3)Otobus <3

Iyi yanlari: Ucuz, Konforlu (?), Inis/Binis yerleri sehir merkezinde

Kotu Yanlari: Yavas

Tokyo-Osaka arasi 7 saat suruyor. Gece otobusune binerseniz ve benim gibi otobuste uyuyabilenlerdenseniz en ucuz yol bu. Otobuslerin konforu da Turkiye'dekinden daha iyi. Mesela yaninizdaki koltukla araniza perde cekebiliyorsunuz :D Ve herkese şal veriyorlar. Koltuklarin arkasinda ekran yok, zaten gece boyunca diger insanlari rahatsiz etmemek icin telefon kullanmak da yasak. Pencere perdelerinin hepsi kapali, hem sogugu onlesin hem gece gece hicbir sey gozukmuyor zaten diye... Turkiye'de olsa kimisi tv izler, kimisi muzik dinler, kimisi birbiriyle konusur, kimisi yolu izler. Burda herkes uyuyor. Son istasyondan yolcu alindiktan sonra koridordaki ana ekrandan 'haydi simdi uyku vakti' temali bir aciklama yapiliyor; koltuklarinizi yatirin, telefonlarinizi kapatin, uyku gozlugunuzu takin diyor ciddi ciddi. :D Ve gercekten herkes horul horul uyuyor. Bileti de online olarak bu siteden alabilirsiniz. Ben Tokyo-Osaka arasi 2800¥ yani 90 tl ye aldim, 2000¥ e (65 tl) almis arkadasim var (@Sanser). Biletin ciktisini almaniza bile gerek yok, gelen konfirmasyon mailini otobuse binerken muavine gostermeniz yeterli.

Evet uzuuun bir otobus yolculugunun ardindan sabah saat 7 de Osaka merkeze varmis bulundum. Hostelimi Booking.com'dan 3 hafta once ayirtmistim. Booking burada epeyce kullanilan bir uygulama. Hemen hemen her hostel ve otelin hesabi var. Buraya ozel yerli bir uygulama yok. Hostelimin adi Park Inn'di ve geceligi 1400¥ (45 tl) ye kaldim. Rezervasyonu yaparken 8 kisilik yurt odasinda bir yatak secmistim ama Hostelde ayri oda verdiler, nasil oldu anlamadim (ve tabiiki asla sormadim) :D oda Japon standartlarinda; gayet kucuk ve yer yatagi var ama en azindan yalnizdim. Hostelin lokasyonu sehir merkezine 2 istasyon (10dk) uzaklikta. Osaka'da da trenler Tokyo'daki gibi 12'ye kadar calisiyor.

OSAKA TUR REHBERI

Gelelim 'Osaka'da nereleri gezelim gorelim?' e. Osaka'dan turistik olarak cok sey beklememek lazim. :D 3 gun ayirmak yeterli olur. Ben 5 gun ayirdim, o yuzden rahatca soyleyebiliyorum :) 

Ilk gun Minoo Park'a gittim. Burasi sehir merkezine 1 saat uzaklikta. Trene Umeda istasyonundan binip Mino-o Istasyonunda iniyorsunuz ve 270¥ (9tl) tutuyor. Bu arada Umeda, Osaka'nin takma adi gibi bir seymis. Bizdeki Gayrettepe-Zincirlikuyu gibi. Metro duragi olarak Gayrettepe geciyor, metrobus duragi olarak Zincirlikuyu geciyor, ama ikisi de ayni yerde. Ben de 'bu Osaka Istasyonu'yla Umeda Istasyonu dipdibe ama niye isimleri farkli? ' diye sordugumda Osaka'nin yerlisi arkadasim Taka'dan bu yaniti aldim.

Neyse, donelim Minoo Park'a. Giris ucretsiz, parkin sonunda kocaman bir selale var. Oraya kadar 3 kmlik, kenarindan nehir akan bir yuruyus yolu var. Kendinizi tamamen doganin icinde hissediyorsunuz. Her adimda sonbaharin bir baska tonuyla karsilasiyorsunuz. Tek kelimeyle HARIKA bir park. Ben parkin sonuna kadar yuruyup selaleyi GOREMEDIM. Evet. 3 hafta once, kuvvetli bir tayfundan dolayi yollar hasar gormus ve belirli bir yerden sonra gecmenize izin vermiyorlar.... (Cenabetlikte sinir tanimadigim anlardan)

Neyse, ben geziye cikmadan once okuldan bir arkadasimin profesyonel fotograf makinasini odunc aldigim icin bu kadar guzel kareler yakalayabildim, yoksa Iphone 5 kamerasindan bunlar cikmiyor tabii....

Ilk gunun aksami Osaka'da yasayan, Mimarlik doktorasi yapan cooook eskiden arkadasim Hande'yle bulustuk. 4 yil olmus gorusmeyeli! Beni bir hamburgerciye goturdu, parmaklarimi yedim resmen! Hic ELMAli hamburger yiyecegim ve SEVECEGIM aklima gelmezdi ama tek kelimeyle nefisti. Her ay farkli konseptte bir 'special burger' hazirliyorlarmis ve Kasim ayininki elmaliymis. Gercekten elma dilimi vardi hamburgerin icinde. Yanina patates kizartmasi veya salata secebiliyorsunuz ve bir icecekle birlikte 1500¥ (50tl).

2.Gun Osaka Kalesi'ne gittim. Umeda Istasyonu'ndan trenle 15dk da 160¥ (6 tl) ye gidebiliyorsunuz. Bu kale Osaka'nin sembolu. Cok genis bir dis bahcesi var. Sonbaharin renklerini bu bahcedeki envai cesit agacin yapraklarindan hayranlikla seyredebilirsiniz. Dis bahceyi gecip kaleye ulastiginizda kalenin kulesine cikmak istiyorsaniz 600¥ (20tl) veriyorsunuz. (Tabiiki cikmadim) Kalenin bahcesinde ayrica Nishinomaru Bahcesi var. Bu bahcenin icinde 600 tane kiraz agaci, geleneksel bir cay evi ve misafirhane var. 200¥ (7tl) odeyerek girebiliyorsunuz. Burasi ozellikle cherry blossom (Nisan ve Mart aylari) doneminde daha populer, malum 600 tane agactan bahsediyoruz. 

Aksam Osaka'nin en unlu caddesi olan Dotonbori'ye gittim. Umeda Istasyonu'ndan 15dk da 230¥ (8tl) ye gidebiliyorsunuz. Burasi Tokyo'nun Shibuya'si gibi inanilmaz isikli, canli, kalabalik bir cadde. Iki tarafi da street foodcularla cevrili. Tabiiki Osaka'nin en unlu yemegi olan Takoyaki yemek icin mukemmel bir yer. Takoyaki'nin tam cevirisi Ahtapot Toplari. Icinde ahtapot parcalari olan bugday unu, sogan ve zencefil karisimi bir hamurun ozel bir tavada top top kizartilmasiyla yapilan bir ara ogun. Uzerine kendi ozel sosu ve mayonezle birlikte ikram ediliyor. Tadi nasil derseniz, ahtapot eti bence baya sert bir et. Disindaki hamurun tadi daha guzeldi diyebilirim :D 

Bu resimdeki arkadas Dotonbori'nin maskotu. Burda Pocky diye bir kakaolu cubuk kraker cok tuketiliyor (resmini galeriye ekliyorum). Bizdeki biskrem - tutku gibi. Pocky'nin ureticisi marka Glico. Bu da bitis cizgisini gecen bir kosucunun resmedildigi Dotonbori'nin en eski billboardu. 'Glico Running Man' olarak geciyor.

Bu caddenin bir paralel caddesinden akan nehrin kiyisindan yurumenizi tavsiye ederim. Nehirde bot turuna da katilabilirsiniz. Ozellikle aksam saatlerinde rengarenk isiklandirmalari gormek guzel olur. 20dklik turda rehber ingilizce ve Japonca sakalar komiklikler yaparak Osaka'nin tarihini anlatiyor, anekdotlar paylasiyor. Ucreti 800¥ (25tl).

3.Gun sabah erkenden uyanip Rokko Dagi'nda hikinge gittim. Bu dag Kobe'yle Osaka arasinda ve Umeda Istasyonundan 25 dkda 300¥(10tl) ye ulasabiliyorsunuz. Ashiya Istasyonu'nda inmeniz gerekiyor. Sonrasinda zaten daga dogru giden Japonlari takip edebilir veya nehre ulasip onu saginiza alip takip edebiliriniz. Sizi dagin eteklerine goturecek. Eger benim gibi cok tirmanma deneyimi olmayan biriyseniz epey zorlanabilirsiniz. Ozellikle bazi yerlerde dik taslara ellerinizle tirmanmak zorunda kaliyorsunuz. Ama en tepeye ulastiginizdaki o manzara ve basari hissi buna degiyor. Zirve, 930m yuksekliginde ve buradan gozuken gece manzarasi icin 'milyon dolarlik manzara' diyorlarmis. Ben gittigimde daha hava kararmadigi icin goremedim tabii (yine de merak edenler icin fotosunu ekledim.) Zirveden onsenleriyle (kaplica) unlu Arima'ya kadar yurudum. Bu da 1,5 saat surdu. Cogu yer dik bir inisten ziyade yuruyus yolu gibi oldugundan yavas yavas dinlene dinlene yuruyebilirsiniz. Daga tirmanis yolunda ve Arima'ya yururken dagda kaybolmamaya dikkat edin :D Cunku epey issiz ve cok az isaret tabelasi var, olanlar da sadece Japonca. Ben yolda yasli bir Japon amcayla tanistim, sansima o da Arima' ya gidiyormus. Butun yolu birlikte yuruduk, Allah razi olsun oldan ya yoksa tek basima biraz zor bulurdum... Zaten yola cikarken de ' ehe nolcek ya tirmaniriz ne kadar zor olabilir ehe' diyodum ama bazi yerlerde 'gercekten baska yol yok mu, buna tirmanmak zorunda miyim???' diye etrafima bakindim....

Totalde 5 saate yakin suren bu zorlu surecin ardindan hayatimin ilk onsen deneyimine hazirdim :D Onsenlerin ana kurali havuzlarin icine cirilciplak girmeniz gerekiyor. Hicbir kiyafet - mayo, taki - toka takip giremiyorsunuz. Bu sebeple kiz erkek ayri zaten. Hayatimda hic bu kadar ciplak kadini birarada gormemistim tabii :D Ilk basta cok garip gelse de zamanla alisiyorsunuz :D Havuzlar asiri sicak, 42 - 45 derece. Ilk basta girerken cok zorlaniyorsunuz ama zamanla ona da alisiyorsunuz... 10-15 dkdan fazla icerde kalmamalisiniz, zaafiyet gecirebilirsiniz valla. Sauna gibi zaten icerisi. Arima'da 2 tane halk onseni var, biri Kin no yu, diger Gin no yu. Ilki 'altinli su' ikincisi 'gumuslu su' demek. Ben Kin no yu'ya gittim, zira onun icinde gumuslu su da var, ikisi birlikte. Sadece 850¥ (28tl) odeyerek iki kaplicaya da girebilir ve istediginiz kadar icerde kalabilirsiniz. 

Aksamleyin cok tatlis lokal bir restoran bulup su meshuuur Osaka Okonomiyaki'sini yedim. Okonomiyaki kelime anlami olarak 'okonomi', 'istedigin sey'; 'yaki' de 'pisirmek' demek, yani icine istedigin malzemeleri ekleyip pisirdigin bir Japan usulu gozleme/pancake diyebiliriz. Tadi nasil diye sorarsaniz tek kelimeyle MUKEMMEL! Nasil yapildigini merak edenler buyrun videoya... Sakin Osaka'ya gelip Okonomiyaki yemeden donmeyin!

4. Gun Kobe'ye gittim. Kobe, Osaka'ya 1 saat mesafede kucuk bir sehir. Trenle tek vasitada 320¥ (11tl) ye ulasabiliyorsunuz. Kobe genelde Osaka'yi ziyarete gelen herkesin bir  gun ayirdigi tatlis bir yer. 1995'te buyuk bir depremle butun sehir yerlebir olmus, 5000 kisi ölmüş. Sonra sehri yeni bastan insa etmisler. ama sehir merkezinde depremden kalan bazi bolgelere hic dokunmadan enkaz halinde birakmislar ki oyle bir felaketi unutmamak icin. Bir de kocaman bir deprem muzesi yapmislar, girisi 600¥(20tl) (Tabiiki girmedim...)

Kobe, ETiyle unlu. 'Kobe Beef' diye geciyor. Bu etin elde edildigi ineklere bira icirildigi ve sake(Japonlarin pirincten yapilan ulusal ickisi, bizdeki raki) yle yikandiklari iddia ediliyor, ne kadar dogru bilemiycem. Ama bir etin 'Kobe beef' statusunde satilabilmesi icin yag oraninin cok yuksek olmasi ve mozaik yapisinin orantili dagiliyor olmasi gerekiyormus. Kobe'de Kobe eti yemek istiyorsaniz ogle saatini tercih etmenizi oneririm cunku Japonya'da ogle yemekleri menusu aksam yemeklerinden daha ucuz oluyor (istisnasiz). Guzel bir restoranda gercekten kaliteli Kobe eti yiyecekseniz kisi basi 3000-6000¥ (100-200tl)i gozden cikarmaniz gerekiyor.

Kobe'nin merkezinde 'Chinatown' diye gecen Cin mahallesi var. Berlin'in Kreuzberg'i gibi. Burasi, Kansai Bolgesi'nde yasayan Cinlilerin bulusma noktasi. Tum mahalle cin yemekleri satan bufeler, cin esyalari satan dukkanlarla dolu, kendinizi Shangai'da gibi hissediyorsunuz. (Cok gittim ya Shangai'a.....)

Kobe'nin aksam manzarasi bir harika. Kobe Limani'nin denize yansiyan isiklandirmasi ve rengarenk donmedolap romantik bir atmosfer olusturdugundan sevgilisini kapan buraya gelmis. 

Hande'nin tavsiyesi uzerine Kobe'de cok tatlis bir vegan cafeye gittim, ismi Modernark Pharm Cafe. Hindistancevizli Tremisu ve kafeinsiz Dandelion Kahvesi harikaydi. Bu Dandelion, Karahindiba kokunden elde ediliyormus ve cok saglikliymis. Yeni yeni moda olmaya baslamis Japonya'da. Ilerde Matcha'ya rakip olur mu bilemiyorum.

5. Gun artik biraz da tapinak gezeyim diyerek Osaka'nın unlu tapınaklarına gittim. Tapinaklarda genelde soyle bir ayrim var, Shinto Tapinaklari ucretsiz, Budist Tapinaklari ucretli oluyor. Sebebini tam olarak ben de bilmiyorum. Osakada' da boyleydi. Ilk once Shitennoji Tapinagi'na gittim. Budist Tapinagi oldugundan giris 300¥(10tl)di. Bu tapinak Buddizmi Japonya'ya ilk getiren imparator tarafindan 593 yilinda yapilmis. O zamandan bu yana dogal afetlerde, savaslarda bircok kez yerle bir olsa da aslina uygun olarak tekrar tekrar insa edilmis.  Tapinagin uc ana girisi var. Iceri girince buyuuuuk bir dis bahceye karsilasiyorsunuz. Baska bir kapi daha gecerek ic bahceye ulasiyorsunuz. Bu kapinin girisinde iki tane kocaman heykel var (galeriye ekliyorum) Bunlara nio heykelleri deniyormus, sagdaki (kirmizi olan) agyo, dogumu simgelerken; soldaki (yesil olan) ungyo, ölümü simgeliyormus. Bunlar tapinagi kotu ruhlardan korumakla gorevlilermis.

Ikinci duragim Sumiyoshi Taisha, Shinto tapinagiydi ve ucretsizdi. Bu tapınak deniz tanrilarina adanmis, onlarin denizcileri, balikcilari ve yolculari koruduguna inaniliyormus.  Eski zamanlardan beri denizciler bu tapinaga gelip dua ederlermis. Bu yuzden limana yakin bir yere insa edilmis. Tapinagin girisinde sizi aslan-kopekler karsiliyor, bunlar da tapinagin koruyuculariymis. Girisi gectikten sonra yuksek kirmizi kopruyle karsilasiyorsunuz. Kopruyu gecip iceri girince 'haiden' denilen ana tapinagi goreceksiniz. Monklar seramonileri burada gerceklestiriyormus. Din kulturu ve ahlak bilgisi dersinin de sonuna geldiiik....

Son gunumun aksaminda gecen sene Bogazici'ne exchange ogrencisi olarak gelmis canim arkadasim Taka'yla bulustuk! Bana Kanto - Kansai Catismasini ve Osaka'nin gizli kalmis taraflarini anlatti. Tabii ki bol bol Turkiye dedikodusu yapmasak olmazdi! :D Ne de olsa Taka bizler icin Japon'dan cok bir Turk....

Eveet uzuuuun bir yazinin daha sonuna geldik. Gelecek hafta Kyoto'yu anlaticam. Umarim keyifle okumussunuzdur!! Opucukler....

Comments


 RECENT POSTS: 
 SEARCH BY TAGS: 
TOKYO MANIFESTOSU 

Dedim ki buralara kadar geldim, bir suru farkli sey yasiyorum, bunlar unutulup gitmesin, geriye donup okudukca mutlu olucagim sayfalara donussun. Bir de buraya gelmek isteyip de nasil bir macera olacagini kestiremeyip hevesi kirilanlar varsa bilgi edinsinler.

bottom of page